
LÜKS SEKTÖRDE ŞEYTANIN AVUKATLARI
23 Mart 2019
PIRLANTANIN FİYATINI BELİRLEYEN 4C midir, 5C mi?
23 Mart 2019
Dünya markası olma yolunda çok kapsamlı bir konu. Özetle açıklayacağım. Konudan konuya atlayabilirim.
Her bir daldan örneklerle de karşılaşacaksınız..!
Bu ciddi bir konu ve yapılacak olası hatalarda yatırımcı/firma, para + zaman + prestij kaybedebilir.
Yanlış hamleler yapılırsa geriye dönüşler çok sıkıntılı ve zor olur. Dolayısıyla pembe tabloların yer almadığı konulara dikkatlerin verilmesi gerekir. Türk işi oldu bittiye getirilmemeli..! Çoşkuyla başlayıp da, ikinci hafta suratlar asık, memnuniyetsiz tavırların sergilenip, anlamsız kaprislerin – egoların – komplekslerin çekileceği bir organizasyon değil !!!
Bunu saatin zembereği gibi düşünün. İçerden dışarıya sarmal gibi. Dünya markası yolunda yapılacak işler sarmalın merkezinden başlar. Sarmalın merkezi markanın organik yapısı, yönetim organizasyonu ve
Bakın, “toptan” demiyorum çünkü, markayı marka yapan mağazacılıktır! Sadece mağazacılıktır..!!
Toptan satışlar ya da ihracat değildir..! Mağazacılık markanın yüzüdür. Vitrinidir!
Tiyatro sahnesi gibi düşünün. Sahne muhteşem. Dekor harika. Oyuncular ve oyun mükemmel. İzleyici (müşteriler) ne ile değerlendirirler? Her şeyiyle..!! Sahnenin muhteşemliği, koltukların rahatlığı, salonun kokusu, sıcaklığı, vestiyeri, kafesi, anonsun vaktinde yapılması, oyunun zamanında başlaması, oyunculuk kalitesi, sesin kaliteli oluşu ve oyunun doyumu. Biri kötü olursa, hepten kötüdür! İzleyici sahne arkasındaki o hizbelikle, tozla, pislikle, koşuşturmacalarla, sorunlarla, oyuncuların kavgalarıyla, oyuncunun hasta olması ile ilgilenir mi? İlgilenmez!
İşte mağazacılık kavramı! Aynı..! Müşteriler mağazanın mimari konsepti, ürünlerin kalitesi, vitrinlerin dikkat çekici, güvenilir olması, ışıklandırması, konumu, satış ekibinin her daim pozitif, bilgili ve ilgili olması ile ilgilenirler. Alkışları da sürekli alışverişleri olur!
Dünya markası adımları atılırken “Diğer markaların yapılarından örnekler alalım.” düşüncesine kesinlikle katılmıyorum. Taklit etmek fayda sağlamaz! Araştırın! Ama kopya model yapmayın!
Her dünya markası olmuş firmaların kendi organik yapısı, DNA’sı vardır. Sizde kendi DNA’nızı yaratmalısınız! Marka değerlerini! Marka kültürünü! Marka standartlarını!
Kopyalamaya niyetleneceğiniz ya da gıpte ettiğiniz marka/markalar aslında geçmişte bulunduğu zamanın şartlarını doğru değerlendirerek dünya markası olmuşlar ve günümüze kadar gelmişlerdir.
Sistem olarak nerede doğru yaptılar, nerede hatalar yaptılar konularını araştırıp, doğru verilere ulaşmak ve o yolda adımlar atmak en büyük yanlışlardandır!
O markaların herhangi birinin üst yöneticiliğini yapmış birinden bilgi alma uygulaması (modası) yaygındır.
Atlanılan en önemli nokta, o yöneticinin kendi bakış açısıyla değerlendirmeleri yaptığını ve vereceği bilgilerin de kendi gözlemleriyle ilgili olacağıdır.
Zaman kaybıdır! Gereksiz bilgi karmaşasına neden olur!
Tecrübelerle sabittir!
Dünya markası olma yolunda yapılacak çalışmaların neticelerini almak ortalama minimum 10 yıl sürer.
Yapılan uygulamalarda sapmalar, yanlışlar yapılmış olursa ki bu süre artabilir de…
Tecrübelere dayanarak yazacaklarımın dışında yapılacak olan hamleler, süreçler zaman ve para kaybı olarak geri dönecektir!
Tecrüblerle sabittir!
Bu tür güçlü olması gereken yapılarda mutlaka “şeytanın avukatları” rolünü üstelenmiş çalışanlarınız olmalıdır. Faydası çok olacaktır..!
– Markanın SWOT (Strengths, Weaknesses, Opportunities, Threats) analizini yapılması! Güçlü ve zayıf yanları, avantajları ve dezavantajları daha net tespit edilerek yol haritasının hazırlanmasını kolaylaştırır.
– Hangi müşteri kesimine hitap eden marka kimliği olacak?
AA+ mı? A+ mı? A mı? BB+ mı? B+ mi? Bu kategorilerin altı sizin hedeflerinizi uzatır!
– Bu en önemli başlangıç noktasından sonra ürün gamları da buna göre oluşturulur. Dünya genelinde B ve üstüne hitap edelim denilirse, çıtır ürün olarak adlandırılan kategoriden az miktarlarda üretilmesi gerekir.
– Ülkelerin pazar durumlarına göre ürün çeşitliliği belirlenmesi gerekir. Ürün gamlarında bölgelere göre değişiklik yapılmazsa, “Entrocentric” tuzağına düşülür. Bu tuzak, yerel pazarda talep görmüş ürünlerin, diğer pazarlarda da talep göreceği beklentisinde olup, ısrarla aynı ürünlerin üretilmesidir!
– Fiyat skalası belirlenerek üretim plânlaması yapılır. En alt barem belirlenir ve tavan sınırsız olur. Mutlaka yüz bin dolar üzeri top ürünler yapılır ve adetli olması gerekir.
– Rakiplerinizin belirlenmesi. Pazar diliminin belirlenmesi.
– Lüks sektörde çok iyi deneyime sahip, markalaşma konusunda çok iyi tecrübesi olan, pr – reklam konularına yüksek derecede hakim, mağazacılık ve satışı çok iyi bilen bir profesyonel genel müdür alınması. Hatta CEO -En iyisini- !
– Üretim, üretim plânlama, yeni tasarımlar, koleksiyonlar gibi üretim konularındakı bütün toplantıların verimli zaman diliminde yapılması. Zaman en önemli unsur!
– Çok iyi tasarım ve ar-ge ekibi kurulması. Sürekli kendini geliştiren!
– Gerilla pazarlama ve subliminal pazarlama tekniklerini çok iyi bilen bir satış müdürü ve pazarlama müdürü.
– Mağazaların açılması hedeflenen ülkelerin ilgili şehirlerinde antropologlar ve toplum mühendesleri firmalarindan ya da kişilerinden danışmanlık ve yoğun bilgi alınması!
***** Çok yıldızlı en önemli konu! -İşi şansa ya da rastlantılara bırakmamak-
– Amiral gemi mağazaların lokasyonlarının belirlenmesi. Dünya markası olabilmek demek finansal güce dayanır! Her bölgenin yapısına göre araştırmalar yapılarak doğru atılımların yapılması zorunluluğu vardır.
– Metroplollerde mağazaların açılması.
– Dünya markası olma yolunda hedefinizde, İstanbul mağaza açılacak bir nokta değildir!
Her sene yapılan lüks tüketim sektörünün genel olarak dünya şehirlerindeki satış rakamlarının düzenli takip edilmesi! (İstanbul ilk 100 sehir içine girmiyor.)
– Dünya şehirlerinde mağazalar açılmaya başlandıktan sonra bölgesel reklam ve tanıtım çalışmalarına yüksek seviyede önem vermek.
– Her ülkenin sevilen bir ünlüsünün marka yüzü yapılması.
– Dünya şehirlerinde mağazaların açılmasından sonra taşlar yerine oturmaya başlar. Lokal reklamlar ve tanıtımlarla markanın konumu yöresel olarak oturur ve istenilen seviyeye gelmeye başlar. Hedeflenen rakamlar kazanılmaya başlanılır. Bütün mağazalardan kazanılan paralar neticesinde yıllık reklam bütçeleri belirlenip dünya genelinde reklam çalışmalarına başlanılır.
– Yönetimsel oluşumun sağlıklı ve güçlü kurulması önem arz eder!
**
Değindiğim bazı uygulamalar sağlam kurulmadan başlanılırsa gelecekte büyük boşluklar ve çukurlar oluşturur! Önemlidir!
Yukarıda yazdıklarım “Dünya Markası Olabilme” yolunda izlenmesi ve yapılması gereken konuların ön taslaklarıdır. Uluslararası edindiğim tespit ve tecrübelerden yola çıkılmış halidir.
Süreçlerle birlikte yapılması gereken daha çok uygulamalar var. Ve eklenecek olanlar var!
Uzun bir yol! Sadece iyi bir maratoncu olmak yeterli degil! Dekatloncu olunması gerekiyor!
Derseniz ki; yazılanlar başlangıç için bile olsa biraz ağır geldi.
Böyle bir dünya markası olma niyetimiz yok. Sadece ülke sınırları içinde mağazalar açalım ve satışlarımızı yapalım. Ve, kendi içimizde kurumsallığın bize uyan maddelerini uyarlayalım.
O zaman bu kadar meşakete gerek yok! Ülke sınırları içinde bir kaç iyi noktada mağaza açın.
Reklamlara önem verin. Sosyal projelerde yer alın. Bir iki televizyon kanalına çıkın. E-ticaret sitenizi kurun. Bir müddet sonra da bayilikler oluşturmak için güneyde kaliteli bir otelde tatil havasında potansiyel yatırımcıları toplayıp bir kaç gün Franchise semineri verin. Onlara mağaza açtırın.
Alın size ülkesel marka! Çok zor bir şey değil!
Tecrübelerle sabittir!
Ama ne olursa olsun, mutlaka ve mutlaka ki, organizasyon yapısının güçlü olması gerekiyor.
Yönetim çok önemli! Yönetim derken sadece sermayedarı kastetmiyorum. Üst yönetim, ara departman yöneticileri, mağaza yöneticileri, satış ekibi, ofis ekibi çok çok iyi olmaları gerekiyor. Başarıya götürecek olan yönetim kadrosu ve uygulanacak olan sistemdir! İnsana dayalı sistem!
Başarılı yönetim kadrosu, başarılı alt kadroları kurar…
Tecrübelerle sabittir!