MÜCEVHER ve LÜKS SEKTÖRDE DANIŞMANLIK İSTEYENLER DİKKAT.!
23 Mart 2019MÜCEVHER SEKTÖRÜNDE DÜNYA MARKASI OLUNUR MU?
23 Mart 2019Latincesi “advocatus diaboli”. Batı kökenli bir deyimdir.
Vatikan’da papalık seçimlerinden önce, papa adaylarının geçmişinin temiz olup olmadığını araştırmakla görevlendirilmiş kardinallere verilen addır. Bu kardinal gizlidir. Kim olduğu papa adayı tarafından bilinmez. Soruşturmasını gizli yürütür. Eğer papa adayının geçmişinde, hıristiyan doktrinine aykırı bir şey tespit ederse, o kişi papa olamaz. Kardinal, kötülüğü araştırdığı için böyle tasvir edilir.
Şeytanın avukatı, olabilecek en kötü ihtimali düşünüp değerlendirenler için kullanılan bir tanımlamadır.
Beyin fırtınasının önemli bir unsurudur!
Bir olaya veya duruma dair hiç akla gelmeyecek, ters açılardan tespitlerde bulunmaktır.
Namık Kemal yıllar öncesinde..
“Barika-i hakikat, müsademe-i efkârdan doğar.” – Hakikatin ışığı, fikirlerin çarpışmasından meydana gelir.- demiş.
Türkiye’de bir çok sektörlerde olduğu gibi Lüks sektör de ketum bir sektör olduğundan dolayı şeytanın avukatları hiç bir zaman tutunamamıştır. Sevilmezler. Doğruları “şak” diye söyledikleri için dışlanırlar.
“Sen bizden daha mı iyi bilecen.” sorgulamasıyla karşılaşırlar. Dolayısıyla hem ülkemizde hem de dünya genelinde az gelişen sektörler arasında yerini alır. Gelişememekteki tek neden tabii ki bu değil.
Lâkin etkenler içinde yerini alır!
İş verenin buyurduğu fermana şirket içinde bir yöneticinin “öyle yaparsak sonuçları bize zarar verebilir; ama böyle yaparsak bize avantaj sağlar.” diyebilmesi, pek karşılaşılan durum değildir.
Sadece patronun ve üst düzey yönetcilerin söyledikleri üzerinde detaylıca durulsun, tartışılsın, beyin fırtınası yapılsın, yorumlansın ve güncellensin. No way!
İş verenin ya da üst düzey yöneticinin söylediği bir şeye, çalışanlar pozitif itiraz etse bile, bu durum kişilik sorunu haline gelir. Kibir ve yılların tecrübesi devreye girer.
“…Bu kadar kendine güvenme evlat !
Ne kadar iyi olursan ol, asla dikkatleri üstüne çekme!
Bu en büyük hatan olur!
Her zaman küçük görünmek zorundasın!
Sessiz ol!
Küçük adam ol!
Aptalı oyna!…”
-Devil’s Advocate (Şeytanın Avukatı)- filminden.
“Sözümün üzerine söz olmaz.” mantığı..! 2017 yılında olunmasına rağmen, dünyanın hızla değişmesine rağmen, sektörün değişmeyecek mihenk taşlarından biridir. Trajedi!
Shell’in başarılı yöneticisi ve Petrol Sanayi Derneği (PETDER) Başkanı Canan Ediboğlu, “hayır demek” konusunu kişilik sorununa dönüştürmemek gerektiğini söylüyor.
Ediboğlu.. “Ben dahil hiçbir yöneticim kararını tek başına almaz” diyor.
Türkiye’de patronlarda işi yönetme arzusu hakim. Yöneticinin kendine şu soruyu sorması gerekiyor.
İşletmeyi ileri mi götürmek istiyorum? Yoksa sermaye sahibinin kişisel menfaatini mi düşünüyorum..?Lüks sektörde genel olarak sermaye sahibinin kişisel menfaati ön plânda tutulur.
İşletmeyi ileriyi götürme görevi sadece patron ve ortaklarına aittir. Alt kademelerdeki detayları yukarısı göremez!
Tayland’da Fransız bir babadan ve Vietnamlı bir anneden dünyaya gelen, Hint Okyanusu’nda, Madagaskar’ın doğusunda Fransa’ya ait küçük bir ada olan La Reunion’da büyüyen, sıra dışı kariyerinden dolayı “Şeytanın Avukatı” olarak anılan Jacques Verges’in hayatı belgesel oldu.
Sisteme karşı duran ve bugüne kadar Çakal Carlos’tan Miloseviç’e kadar terör ve insanlık suçundan yargılanmış birçok ünlü ismin avukatlığını yapan Verges’in belgeseli Fransız yönetmen Barbet Scroeder tarafından çekildi.
Eeeyy ulu yönetim…;
Şeytanın avukatlığını yapan personeliniz varsa onlara değer verin! Onları dinleyin! Onlarla vakit geçirin!
Onlar sıra dışı insanlardır! Sorumluluklarını fazlasıyla ve detaylarıyla belirlemişlerdir!
Yerinde duramazlar ve şirkete faydalı olacak eleştiriler yaparlar! Ekibinizde yığınlarca “analitik” düşünenlere yer vereceğinize, bunlardan da araya bir kaç adet serpiştirin! Yönetime vereceği öngörüleri/önerileri kompleks haline getirmeyin! Etrafınızda cirit atan rutin işleri yapan taklacılardan daha yararlı olurlar!
Nesilleri tükeniyor. Kıymayın onlara..!