LÜKS ve PURO

Lüksün karşılığı her zaman maddiyat olmasa da, insanı tuhaf bir şekilde olduğundan daha varlıklı hissettirmek gibi bir özelliği vardır puronun. Enteresandır daha yakarken, saniyesinde kendinizi marinaya bağladığınız lüks teknenizin güvertesinde oturmuş keyif yapıyormuşsunuz gibi hissettirir. Varlıklı olmasanızda bir lüks deneyimi yaşamış hissi verir. Çünkü puro bu imajla sıkı sıkıya bağlıdır.
Bu içi boş bir zenginlik gösterisi değildir. Bünyesinde bir tarih, bir kültür bir ritüel barındırır. Puro içmek, seveni için bir şölen gibidir.

Puro nasıl tutulur, nasıl yakılır, nasıl kesilir, nasıl küllendirilir, dumanı nasıl üflenir başlıklı videolar var. Puro hangi içecekle birlikte içilir, puro içenlerin bilmesi gereken 10 şey, 20 şey, 7 kural gibi makaleler hatta puro müzikleri diye liste bile gördüm. Bu yazıda tabii ki bunları anlatmayacağım. Yeterince envanter bulabilirsiniz.
Ben puronun lüksle olan derin bağına, neden diğer tütün içeren mamüllerden yada başka alışkanlıklardan bu kadar farklı olduğuna değineceğim. Bunun için önce tarihine gidelim..

Tarihçiler puronun geçmişinin Mayalara kadar uzandığını idda eder. İlk içilen tütünlerin, herbiri kendi başına faydalı bitkiler olan, palm yaprağına ya da sinir otu yaprağına sarıldığı düşünülmektedir.
Yıllar sonra Kristof Kolomb yeni dünyayı keşfettiğinde, o ve ekibi yerlilerden öğrendiği tütün içme alışkanlığını hemen kapmış ve tütünle tanışan ilk batılılardan olmuştu. Ekibiyle beraber geri dönüşü de, bütün İspanyaya tütün alışkanlığının yayılmasını hızlandırmıştı.

İspanya’dan bütün Avrupa’ya yayılmış ve zamanla yaprak yerine endüstriyel kağıda sarılmasıyla da seri üretim ve günümüz sigarasını doğurmuştu. Bu süreç tütünlü mamüllerin yasaklanmasına doğru ilerlemişti. Tütünün yasak oluşu ve puronun zahmetli el işçiliği onu nadir bulunur bir hale getirdi. Güzel ve nadir olan birçok şey gibi o dönemlerde puro da sadece belirli bir kısmın erişebileceği bir alışkanlığa dönüştü. Bu ayrıcalıklı oluş, puronun statüsünü belirlemekte de önemli bir geçişti.

Bu, puronun lüksle özdeşleşmesine giden yoldaki tarihsel kısmıydı. Yapılışı açısından bakacak olursak, bir Küba purosu, ki en kaliteli puroların başında gelir, standartları bizzat devlet kontrolünde olan, özel ekim alanlarında yetişmiş sadece en kaliteli tütün yaprakları kullanılarak üretilmektedir. Tek bir puro yaklaşık 120 farklı adımdan geçmektedir.
Son 100 yıldır nerdeyse hiç değişmeyen bir üretim ritüelini devam ettiriyor. Bu özen, dikkat ve geleneğine sıkı sıkıya bağlı oluşu, onu diğer purolardan ayırıp kalitesini korumasını sağlıyor.

Tarihsel ve teknik kısmının haricinde onu lüks yapan şeylerin başında sağladığı ambiyans geliyor.
Puronun yapısı, istenen etkiyi, yani rahatlamayı ve keyif almayı sağlamak için tatların, aromaların ve kıvamın ince bir dengesine dayanır. Bir puro içmek yaklaşık 45 dakika ila iki saat sürer. Bu nedenle bu süreyi, hareketsiz bir şekilde anın tadını çıkarmak için kullanabilirsiniz. Kitap okumak, hayat hakkında düşünmek veya sadece arkadaşlarla birlikte olmanın tadını çıkarmak gibi şeylerle, bir nevi hayat kargaşasında kendinizi şımartmaya ayırdığınız zamandır. Uzun ve kaotik bir günün ardından en sevdiğiniz puroyu içmek gibisi yoktur.

Ambiyans demişken, sadece puro içmek için özel olarak tasarlanan mekanlardan da bahsetmeden geçmek olmaz. Puro klüpleri, puro loungeları kendinizi gerçek bir centilmenler kulübünde hissetmenizi sağlamak için dizayn edilmiş, sizinle aynı zevklere sahip, karşılıklı puronuzu içerken sohbet edebileceğiniz insanlarla doludur. İyi bir puroya eşlik eden iyi bir viski de bu lüks tablonun vazgeçilmezidir.

Puro ile özdeşleşmiş önemli karakterlerin de bu lüks algısındaki rolünü es geçmemek lazım. Başarı, cesaret, entellektüellik, maçoluk ya da zenginlik sembolü olan ünlü kişilerin elinde puro ile pozları, bu alışkanlığı seçkin kişilerle paylaştığınızı hissettirmenizi sağlamaktadır.
Che Guevara, Winston Churchill, John F. Kennedy, Arnold Schwarzenegger, Clint Eastwood, Fidel Castro, Alfred Hitchcock gibi tanınmış, başarılı, cesur isimleri ellerinde puro olmadan düşünmek bile zordur.

Netice olarak, oldukça anlaşılır bir şekilde, puro içmek başlı başına bir deneyimdir.
Puro içenler için lüks, en sevdikleri puroyu ilk yaktıkları ve o aromayı ilk içlerine çektikleri anın ötesinde biryerlere uzanır. Kendi kültürü, kendi ritüeli, kendi kelime dağarcığı, kendi literatürü olan bir dünyaya adım atmak gibidir.