
LÜKS MARKALAR METAVERSE FIRSATINI YAKALAR mı?
12 Haziran 2022
LÜKSÜN DUYGULARI ve ZİHNİYETİ
17 Temmuz 2022
Çoğu insanın tamamen gereksiz gördüğü bir şeyi satın almak için aylarca para biriktirdiğini hayal edebilir misiniz?
Birçoğu, belki de çoğu için, lüks ürünlere olan talep tamamen mantıksız görünüyor.
Mekanik saatler veya lüks mücevherler gibi ürünler isteğe bağlı, gereksiz ve algılanan değeri kullanımlarından tamamen kopuk olarak görülüyor. Kişisel lüks eşya satışlarının 2025 yılına kadar yıllık 320 milyar Euro ile 365 milyar Euro arasında bir değere ulaşacağı tahmin edilirken, otomobil, yemek, cruise seyahatleri ve ağırlama dahil olmak üzere toplam lüks satışlarının şimdiden 1,3 trilyon EURO’yu aştığı tahmin edilmektedir.
“Gereksiz” bir sektörün devasa boyutunu ve sürekli büyümesi nasıl açıklanabilir.? Nasıl açıklayabilirsiniz.?
Yirmi dört yıldır, lüks sektörünün içindeyim. İlk olarak mücevher sektöründe Gilan’da, Meksika Cancun’da Bulgari, İstanbul’da Jaeger Le Coultre, dünyanın en büyük gruplarından Swatch Group’un bünyesinde dünya markalarını bulunduran Tourbillon Butik..
Pek çok varlıklı tüketici için “lüks” sadece bir hoşgörü değil, derin ihtiyaçlara ve arzulara hizmet eden temel bir önceliktir.
Lüks, ait olma, kültür ve anlamdır. Bu yazımın kısaca amacı, son zamanlarda yaşanan aksaklıklara (pandemi-krizler-savaş) rağmen, lüks sektörünün nasıl büyük bir büyüme potansiyeline sahip olduğunu biraz açıklamak ve bu büyümeye eşlik edecek değişiklikler hakkında bazı tahminler sunmaktır.
Lüks talebi, uzun vadede kaya gibi sağlam olmaya devam edecek ve derin köklere yerleşmiş durumda.
Covid-19 tüketicilerin (haklı olarak) kısa vadede acil ihtiyaçlara lüks satın almalara öncelik vermesine neden olmuş olsa da, korkunç bir 2020’den sonra, önümüzdeki on yılın lüks satışlar için başka bir “Kükreyen Yirmiler”e benzeyecek.
Tecrübelerime, araştırmalarıma göre, lüks tüketimi, topluma ait olduğunuzu kanıtlama arzusuyla olduğu kadar finansal araçlarla ilişkili değildir.
Başka bir deyişle, lüks bir ürün satın alma eğiliminiz, maaşınızdan çok psikolojik unsurlarla ilişkilidir. Bunu anladığınızda, servet yaratmanın son yirmi yılda lüks tüketimin ana itici gücü olmadığını duymak daha az şaşırtıcı gelecektir..
Küresel kapitalizmin gelişiminin muazzam bir zenginlik yarattığı doğrudur.!
Gini katsayısı (bir servet eşitsizliği ölçüsü) ile ölçüldüğü üzere, birçok ulusta zenginler ile zengin olmayanlar arasındaki uçurum genişlemektedir ve kağıt üzerinde, servet eşitsizlikleri lüks talebi destekler.
Servet yaratma, açıkça lüks tüketimi destekler. Ancak bu tüketim, varlıklı olmaktan çok, bir noktayı kanıtlamak ve uyum sağlamakla ilgilidir. Bu dinamiği, karşıt bir örnek gibi görünebilecek bir şeyle açıklayabilirim..
Hepimizin iyi bildiği, Facebook’un kurucusu olan Mark Zuckerberg (tahmini net değerinin 75 milyar dolardan fazla olduğu tahmin ediliyor), aynı düz kıyafet giymesiyle biliniyor.
Her gün gri tişört veya kapüşonlu, bazen kot pantolonu ve siyah balıkçı yakalarıyla Apple’ın kurucusu Steve Jobs gibi.
Elbette, Zuckerberg’in tişörtleri, bilgili tüketiciler için son derece üst düzey bir hazır giyim şirketi olan İtalyan Brunello Cucinelli’den geldiği de bilinir..!
Ama haberleri izleyen biri için sadece düz gri bir tişörttür..
Zuckerberg öne çıkmaya ve bunu başardığını dünyaya kanıtlamaya çalışmıyor. Daha ziyade, tıpkı sizin ve benim gibi olduğuna bizi inandırarak tersini yapmaya çalışıyor.
Lüks tüketicilerin markalara yaklaşımının antitezidir.!
Lüks dünyasına girerek daha büyük hikayenin bir parçası olursunuz. En başarılı markaların çoğu, onlarca yıl veya yüzyıllar önce kuruldu. Markaların kökeninde ve hikayesinde, tüketiciyle olan ilişkisinde ve zamanın imtihanından geçmede derinlik vardır.
Lüks arayışı size nereden geldiğinizi, hangi grubun parçası olduğunuzu söyler. Ve bir çapa, sürekli değişen dünyada, bir referans noktası, daha büyük bir hikayenin parçası olduğunuz yanılsaması sunar.
Lüks markalar ve kültürel kilometre taşları ayrılmaz hale gelirken Cartier kralların, Gucci ve Louis Vuitton’un Hollywood harikalarını giydiren mücevhercisi olurken, Tod’s Roma’daki Kolezyum’un rehabilitasyonuna sponsorluk yapıyor. Dior Marakeş’in El Badi sarayında bir defile gösterisi düzenliyor.
Notre-Dame Katedrali Nisan 2019’da bir yangınla kısmen tahrip olduktan sonra, LVMH ve Kering sahipleri, bu sembolik anıtı yeniden inşa etme çabasıyla büyük bağışçılar olarak öne çıktılar. Birçok gözlemci şaşırdı ve hatta Fransız basınında bazıları bunun lüks holding şirketlerinin uygun rolü olmadığını öne sürdü.
En önde gelen markaların çoğu, bağışlar veya vakıflar aracılığıyla sanatı ve kültürü destekler..
Cartier, 1984’te oluşturulan bir çağdaş sanat müzesi olan Fondation Cartier’e sahiptir.
Fondation Louis Vuitton, Frank Gehry tarafından tasarlanmış bir kültür merkezi ve sanat müzesidir.
Kering’in kurucusu François Pinault (ve şu anki CEO olan François Henri Pinault’un babası) tarafından kurulan Pinault Koleksiyonu, Venedik’te iki muhteşem sanat mekanı işletiyor..
Lüks markalar, toplumda benzer bir işleve sahip oldukları için sanat ve kültürün doğal patronlarıdır.
Lüks markaların varlık nedeni gerçekten de toplumun kültürel ruhunu yakalamak ve bunu tüketicilere ulaştırmak.
Lüks ürünlerin anlamı üzerine düşünürken şu popüler bir söz aklıma gelir..
“İnsanlar ne söylediğinizi unutabilir ama onlara nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar.”
Lüks tüketimin faydası, topluma uyum sağlamaktan sadece mutlu, güçlenmiş veya tamamlanmış hissetmeye kadar uzanır.
Bu güçlü olmaktır. Bunun değeri vardır. Lüks markaların efsanevi hale gelmesinin büyük bir kısmı budur.
Sadece uzun zaman önce yaratılmış olmaları değil..!
Bu sadece, hikaye anlatımı ve pazarlama amaçlarına yardımcı olur. Dahası, ebeveyniniz, arkadaşınız, eşiniz veya sevgiliniz size bir hediye aldığında veya bir başarı için veya sadece öyle hissettiğiniz için kendinizi ödüllendirdiğinizde, o anların güçlü hatıraları kalıcı olacaktır.
Sonraki onyıllarda, lükste güçlü satış artışını göreceğiz..
Bunu nasıl bilebilirim?
Uyum sağlamanın, ilerlemenin ve başarınızla övünmenin insan doğasının doğasında var olduğunu söyleyebilirim…