
SATICILARDA ÖN YARGI ALIŞKANLIĞI
18 Aralık 2021
LÜKS MARKA OLUŞUMUNDA GÜÇLÜ BİR TEMEL OLUŞTURMAK YALNIZCA İLK ADIMDIR. DAHA FAZLASI VAR..
24 Aralık 2021
Son zamanlarda kimilerin tedirginlikle, kimilerin de gelişmeleri aç gözlülükle beklediği bir konudur. Sentetik pırlantalar hakkında bir çok söylemler var. Bazı markaların enteresan açıklamaları da var.
Sentetik elmasın üretimini neden gösterdikleri şeyler.. Özellikle “Blood Diamond” (Kanlı Elmas) filmiyle, illegal elmas çıkarımı gün yüzüne çıkarılmış ve kötü bir reklamı da yapılmış oldu. Dünyadaki bir çok şeylerin istismar edildiği gibi, bu konunun da istismar edilmesinden kaynaklanıyor.
Sentetik pırlanta ilgili, tarihler öncesi çalışmalar da yapılmış. Bunlarla ilgili biraz bilgi vermek isterim. Neden ve nereden esinlenerek günümüze kadar gelinmiş..
1880’de İskoç kimyager James Ballantyne Hannay, mühürlü dövme demir borularda parafin, kemik yağı ve lityum karışımını kırmızı ısıta ısıtarak elmas yaptığını iddia etti..
1893’te Fransız kimyacı Henri Moissan, elektrikli bir fırına saf karbon ve demir içeren bir pota koyarak ve çok sıcak (yaklaşık 4.000 ° C [7.000 ° F]) karışımını aniden büyük bir basınca maruz bırakarak elmas üretmekte başarılı olduğunu açıkladı.. Fakat bu deneylerin hiçbiri başarılı bir şekilde tekrarlanmamıştır.
20. yüzyılın ilk yarısında, Amerikalı fizikçi Percy Williams Bridgman, yüksek baskılara maruz kalan geniş kapsamlı malzemeler üzerinde çalışmalar yaptı. Çalışmaları, 1955 yılında yaptığı laboratuvarda elmas olan General Electric Company, Schenectady, New York’un sentezine yol açtı.
Taşlar, grafitin 7 gigapaskal (inç kare başına 1 milyon pound) yaklaşan basınçlara ve 1.700’ün üzerindeki sıcaklıklara maruz kalmasıyla yapıldı. Metal bir katalizör varlığında ° C (3,100 ° F). Her yıl 1960’dan bu yana, bu işlemin çeşitlerinde tonlarca endüstriyel kalitede elmas üretildi.
(Kaynak: Google)
1961’de ilk önce elmas tozu üretmek için şok dalgası yöntemleri ya da patlayıcı şok teknikleri kullanıldı ve küçük miktarlarda malzeme hala bu şekilde oluşturuldu. 1950’lerden itibaren, Rus araştırmacılar, yüksek sıcaklıkta ve düşük basınçta metan gibi karbon içeren gazların ayrıştırılmasıyla elmasın sentezlenmesi için yöntemleri aramaya başladılar. 1980’lerde, bu kimyasal buhar biriktirme yönteminin ticari olarak uygulanabilir versiyonları Japonya’da geliştirilmiştir. (Kaynak: Wikipedia)
Mayıs 2018’de dünya çapındaki büyük elmas şirketi De Beers, “Lightbox” adı verilen ve sentetik elmas içeren yeni bir takı markası tanıtacağını açıkladı..
Bana göre doğru bir hamle değil. Güvene dayalı bir sektörü, güvenilmez hale getirecek bir durum olacaktır. Mücevheri, mücevher gibi yaşayarak takmak isteyen insanlar için itici bir gelişme. Bana da itici geliyor. Sahte bir şey takıyor olmak hoş bir duygu olmasa gerek.
Gerçi, sentetik pırlantanın dünyadaki savunucularının açıklamalarına bakılırsa, sahte demiyorlar. Sentetik kelimesini de pek kullanmıyorlar. Laboratuvar pırlanta denilmesine özen gösteriyorlar.
Nasıl denilirse denilsin, bir pırlanta değil.!
Konuyla ilgili son zamanlarda bana sıkça sorular soruluyor ve fikrimin ne olduğu merak ediliyor.
Günümüzde, pırlanta satışlarında dolandırıcılıklar söz konusuyken, sentetik pırlantaların satışına müsade edilmesi doğru bir hareket olmaz. Hele ki, uluslararası sertifika veren bir kuruluşla ilgili, ülkemizde skandal da gün yüzüne çıkmışken.. Sahte Yakut göz göre göre satılmışken..
Doğal pırlanta ile ayırt edilemiyor.! 2 karat bir pırlantanın fiyatından, yarı yarıya ve hatta daha az bir rakama satılabiliyor.! Loup ile bakıldığında anlaşılmıyor.! Pırlanta dedektörlerinde de sahte uyarısı vermiyor.! Geri iadesi yok.! Değiştirme imkanı yok.! Hiçbir doğal gücü yok.! Enerji vermiyor.!
En önemlisi de.. Dolandırıcı zihniyetlerin bayılarak vitrinlerinde sergileyecekleri ve bu konuda tüketicilere herhangi bir uyarı yapmayacakları bir mal.!
Endişeli olacak olan kesim, tabii ki de tüketiciler olacaktır. Günümüzde bile nasıl bir şey satın aldığını bilmeyen bir müşteri kitlesinden bahsediyorum.
Outlet saçmalıklarına maruz kalmış bir müşteri kitlesi..!!
Gerçi şimdilik sentetik pırlantayla ilgili bir detay var.. Küçük karatlar için şu an sentetik üretimler maliyetli geliyor. Dolayısıyla 1 karat üzeri büyüklükte kullanılıyor. Hatta 2 karat üzeri..
Peki bu durum karşısında tüketiciler neler yapabilir?
Pırlanta satın alımları güvenilir markalardan yapılması gerekecek. Başka yolu yok. Büyük karatlı pırlantaların dünya markalarından satın alınması daha güvenilir olacak gibi..
Şahsımca, neden böyle yollara sapıldığını anlamış değilim..
Doğanın denge düzeni ya da kanlı elmas kısmını haklı bulmuyorum.
Pırlanta zaten nadir bir değerli taş. Daha da nadirleştirilebilinir.
Doğadan üretime son verilir ve doğanın dengesi korunur.. Kanun dışı madenler de kapatılır..!!
Neden sentetik gibi gerçek dışı seçenekler tercih ediliyor..??
Sentetik ve benzeri şeyler doğru şeyler değil.!