
PIRLANTA ve MÜCEVHER SATIŞ TEKNİKLERİ
24 Mart 2019
MÜCEVHER ve PIRLANTA SATIŞ SANATI
24 Mart 2019
“Vitrin Düzenleme Sanatı” desek yeridir.
Ama kimine göre sanat, angarya, kompozisyon, mal yığıma, dış görünüşün önemi, firmanın zenginliği ve kimine göre görsel kirlilik.
Vitrin, firmanın aynasıdır. Müşterinin içeri girmesine olanak sağlayan en önemli faktördür. Müşterinin ilk izleniminin oluştuğu en önemli değerlendirme alanı ve birinci dercede temas bölgesidir.
Hatta bu durum ülkemizde de kabul görmüştür ki, görsel tasarım uzmanları, kursları artmaya başlamıştır. Vitrin tasarım konusu için danışmanlık firmaları kurulmuş ve bununla ilgili eğitimler verilmeye başlanmıştır. Bazı markalar da, kendi bünyelerinde departmanlar açıp, “Görsel Tasarım Uzmanlarını” organizasyon şemalarına dahil etmişlerdir.
Genel olarak baktığınızda çok faydalı bir çalışmanın yapıldığı göze çarpıyor. Çarpıyor da, neden hala mücevher mağazalarının vitrinleri, balık tezgahları gibi istif istif ürünlerle tıkış pıkış dolduruluyor?
Neden markalar bünyelerinde Görsel Tasarım Departmanı bulundurduğu halde, görsel açıdan vitrinlerde değişik uygulamalar göremiyoruz?
Yüzük babalıkları, kolye – gerdanlık babalıkları, bileziklikler ve benzeri display’leri Türkiye’de üreten tek bir yer varmış da başka bir yerden temin edilemiyormuş gibi aynı. Vitrinlerdeki ürün dizilişleri bile aynı.
Vitrinler, müşterilerin dikkatini çeker ve içeriye davet eder. “Mağazamızı ziyaret edin lütfen, bakın ne kadar güzel ürünlerimiz ve hikayeleri var.” mesajını verir. Ne zaman bir yerde vitrin konusunu açılsa, “vatandaş böyle dolu dolu vitrin görmek istiyor” deniliyor.
Her müşterinize ayrı ayrı sordunuz mu? (Hayır!)
Anket yaptınız mı? (Hayır!)
Nereden vardınız bu sonuca? (Eh işte…!)
Kesin verilen bir cevabın, kesin de kanıtları olması gerekir.
Her semtin, bölgenin, caddenin ve alışveriş merkezlerinin konumuna göre, tüketici yapısına göre vitrin derli toplu yapılabilir. Ve yapılan değişiklik insanların dikkatini çeker. Van Cleef & Arpels gibi vitrin yapın, ya da Cartier gibi 5 metrelik ön cephenize bir tek taş pırlanta koyun demiyorum.
Değerli taşlar, doğadan çıkan soğuk nesne olarak algılandığından ve ülkemizde “taşa para mı verilir canım, ne buluyorlar bunda anlayamıyorum” şeklinde düşünenler fazlaca olduğundan, vitrinlerinizi daha samimi, sıcak, albenili ve cazibeli duruma getirerek ön yargılarını kırmada, ayrıca satışlarınıza da katkı sağlarsınız.
Mücevher alışverişleri rasyonellikten daha ziyade duygusallığı kışkırtıyorken, ilgi çekici düzenlemelerle vitrinlerin yapılması tüketicilerin ilgi çekmesinde önemli rol oynar. Vitrininizdeki hatta bankonuzdaki ürünlerin yerlerini değiştirdiğinizde bile müşteriler “aa.. yeni ürünler mi gelmiş” diyerek çok kez mağazadan içeri girerler (fakat bunu aynı ürünlerle birkaç defa yaparsanız da, kanmazlar) ve ilgiyle servis alırlar, hatta satış bile gerçekleşir.
Fark yaratan uygulamalar yaptığınızda kalite farkını ve kalite çıtasının nasıl yükseldiğini göreceksiniz. “Bir şeyin felsefesini yapmadan önce onu yaşa” başlıklı yazımda da yaşanmış bir vitrin tecrübesine değinmiştim.
(Bu makale İstanbul Kuyumcular Odası web sitesinde ve
Kuyum Time dergisi http://m.kuyumtime.com/ozel-haberler/vitrin-bir-magazanin-aynasidir.html
web sayfasında yayınlanmıştır.)