Piaget denince akla ilk olarak ultra-ince mekanizmalara sahip lüks saatler ve göz alıcı mücevherler gelebilir. İsviçre merkezli bu köklü marka, 140 yılı aşkın süredir saat ve mücevher dünyasında eşsiz bir yere sahip. Ancak markanın parlak cephesinin ardında, sektör profesyonellerinin bile pek duymamış olabileceği ilginç hikâyeler ve yenilikler yatıyor.
İşte lüks tutkunlarının ilgisini çekecek, Piaget hakkında on çarpıcı gerçek:
1. Çiftlikten Doğan Saat İmparatorluğu:
Piaget’nin temelleri son derece mütevazı bir ortamda atıldı. Kurucu Georges-Édouard Piaget, henüz 19 yaşındayken 1874 yılında İsviçre’nin Jura dağlarındaki La Côte-aux-Fées köyünde, aile çiftliğinin bir köşesinde ilk atölyesini kurdu.
Genç saat ustasının “gerektiğinden daima daha iyisini yap” şeklindeki motto’su, Piaget’nin kalite ve mükemmellik tutkusunu daha o yıllarda ortaya koyuyordu.
Georges-Édouard Piaget ürettiği hassas saat içi mekanizmalarla kısa sürede ün kazandı ve markanın ilerideki başarılarının tohumlarını ekmiş oldu.
2. Marka İsmi Yarım Asır Sonra Geldi:
Piaget uzun yıllar boyunca kendi adıyla saat satmadı, bunun yerine başka markalar için mekanizma üreten bir tedarikçi olarak çalıştı. Öyle ki Georges-Édouard Piaget atölyesini kurduktan yaklaşık 70 yıl sonra, ancak 1943’te “Piaget” adı resmi bir marka olarak tescillendi.
1945’te La Côte-aux-Fées’de yeni bir üretim tesisinin açılmasıyla, aile şirketinin üçüncü kuşak temsilcileri Gérald ve Valentin Piaget artık kendi markalı saatlerini üretmeye başladılar.
Bu geç başlangıç, Piaget’nin yıllarca gölgede kalarak İsviçre’nin en yetkin mekanizmalarını “sessizce” üretmesinden sonra, sahneye iddialı bir giriş yapmasını sağladı.
3. Hem Saat Hem Mücevher Ustası:
Lüks saat endüstrisinde markalar genellikle ya mekanizma ustalığıyla ya da mücevher zanaatıyla öne çıkar – ikisinde birden uzmanlaşmak ender görülen bir durumdur.
Piaget ise bu nadir istisnalardandır.
Pek bilinmese de Piaget, sadece yüksek mücevherli saatleriyle değil, kendi mekanizmalarını tasarlayıp üreten bir “manüfaktür” olarak da sektör liderleri arasındadır.
Marka, on yıllar boyunca hem son derece karmaşık ve ince saat kalibreleri tasarlamış, hem de kasalarını, bileziklerini ve değerli taş süslemelerini ustalıkla kendi bünyesinde üretmiştir. Bu çift yönlü uzmanlık, Piaget’yi “saatçiliğin mücevhercisi” olarak benzersiz bir konuma taşımıştır.
4. Ultra-Ince Mekanizmalarda Rekorlar:
Piaget, saat mühendisliğinde incelik kavramını adeta bir sanata dönüştürdü. 1957 yılında tanıtılan efsanevi Calibre 9P, yalnızca 2 mm kalınlığıyla dönemin en ince elle kurmalı mekanizması olarak Basel Fuarı’nda sansasyon yarattı.
Bunu 1960’ta, 2.3 mm kalınlığa sahip ve mikrorotorlu tasarımıyla dünyanın en ince otomatik mekanizması unvanını alan Calibre 12P izledi.
Bu ultra-ince kalibreler sayesinde Piaget, zarif ve ince profil saatlerde rakipsiz bir itibara kavuştu. Öyle ki yıllar boyu Piaget ismi, “ince saat” kavramıyla neredeyse eş anlamlı hale geldi. Marka bu mirası ilerleyen dönemlerde Altiplano serisiyle sürdürmüş ve 2010’larda milimetrik incelikte modellerle (örn. Altiplano 900P ve konsept Altiplano Ultimate) kendi rekorlarını dahi zorlamıştır.
5. “Altın Evi” – Çelikten Kaçınan Marka:
Piaget, ürünlerinde kullandığı materyaller konusunda da alışılagelmişin dışında bir yol izledi. 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren marka, saat kasalarında ve bileziklerinde yalnızca kıymetli madenleri (altın veya platin) tercih ederek bir dönem hiç paslanmaz çelik saat üretmedi.
Hatta Piaget’nin ilk çelik saati, 2016 yılında tanıtılan Polo S modeliyle geldi.
Bu strateji, Piaget’ye endüstride “Altın Evi” (Maison de l’Or) unvanını kazandırdı.
Marka, altın işçiliğini o kadar merkezine almıştır ki Cenevre’de kendi altın dökümhanesine sahip olup değerli metalleri bizzat eriterek işler.
Günümüzde halen az sayıda üretici bu derece entegre şekilde altın dökümünü kendi bünyesinde yapabilmektedir . Piaget’nin altınla çalışmadaki ustalığı, kasalarında ve bileziklerinde uyguladığı özgün dokular ve gravür teknikleriyle (örneğin “Decor Palace” adı verilen mikrogüloşe desen) de kendini gösterir.
6. Taş Kadranlı İhtişam:
Piaget, 1960’larda saat tasarımında çığır açan yaratıcı adımlar attı. O güne dek saatlerde alışıldık olmayan bir şekilde, kadran yüzeylerini renkli sert taşlardan kesilmiş plakalarla süsledi.
1963’te piyasaya çıkan ilk “taş kadranlı” koleksiyonda lapis lazuli (mavi), yeşim (yeşil), opal (beyaz), malahit (yeşil) ve kaplan gözü (kahverengi) gibi yarı değerli taşlardan yapılma kadranlar yer aldı.
Bu canlı renkli ve gösterişli tasarımlar, Piaget’nin “Daha önce yapılmamışı yapın” anlayışıyla hareket eden Valentin Piaget önderliğinde hazırlanmış “21. Yüzyıl Koleksiyonu” ile doruğa ulaştı.
Alışılmışın dışındaki bu saatler dönemin ikonları haline gelerek Jacqueline Kennedy Onassis, Elizabeth Taylor ve Sophia Loren gibi ünlü isimlerin bileklerini süsledi. Piaget, o dönemde klasik İsviçre saatçiliğinin dışında kalarak genç ve özgür ruhlu tasarımlarla jet sosyetenin ve moda dünyasının nabzını tutmayı başardı.
7. Salvador Dali ile Sürrealist İş Birliği:
Piaget’nin sanat dünyasıyla kurduğu özgün bağın erken örneklerinden biri, sürrealizmin efsanevi ismi Salvador Dali ile gerçekleştirdiği iş birliğiydi. Yves Piaget, 1960’larda sanat çevrelerine yakın bir vizyoner olarak, markasının yaratıcı tasarımlarını birer sanat eseri gibi konumlandırmak istedi. Bu amaçla 1967 yılında Salvador Dali ile ortak bir koleksiyon hayata geçirildi .
Dali’nin tasarladığı altın “Dali d’Or” madalyonları, Piaget tarafından ultra-ince saat mekanizmalarıyla birleştirilerek eşsiz saat ve mücevher parçalarına dönüştürüldü .
Paris’te Hotel Meurice’de gerçekleşen lansmanda, Dali d’Or koleksiyonu bizzat Salvador Dali’nin de katıldığı gösterişli bir etkinlikle tanıtıldı; hatta Dalí salonda şeffaf bir tahtta havada süzülüyormuşçasına oturarak kendi sanatını sahneledi.
Bu sıradışı koleksiyon, Piaget’nin 1950’lerde popüler olan “madeni para saatler” geleneğine de bir selam niteliğindeydi. Sürrealizm ile saatçiliği buluşturan bu hamle, markanın sanatsal inovasyona açıklığının en çarpıcı örneklerinden biri oldu.
8. Piaget Society ve Ünlü Müşteriler:
Piaget markası, özellikle 1970’li yıllarda yüksek sosyete ve gösteri dünyasıyla iç içe bir imaj benimsedi. Dördüncü kuşak temsilci Yves Piaget döneminde marka, “Piaget Society” denilen seçkin bir çevre oluşturarak New York’taki ünlü Studio 54 kulübünden Palm Beach’e kadar uzanan jet-set partilerine ev sahipliği yaptı.
Bu dönemde Piaget saatleri Amerikan yüksek sosyetesinin ihtişam sembollerinden biri haline geldi. Andy Warhol, Jacqueline Kennedy Onassis, Miles Davis ve Elvis Presley gibi popüler kültür ikonları Piaget takmayı tercih eden ünlü simalardan sadece birkaçıdır.
Özellikle pop-art sanatçısı Andy Warhol markaya yakınlığıyla biliniyordu. Warhol, Piaget’nin dostu ve Piaget Society’nin kilit üyelerinden biri olarak kendi koleksiyonunda tam 7 adet Piaget saati bulunduruyordu.
Warhol’un takmayı sevdiği geniş kasalı, Beta-21 mekanizmalı altın saati o kadar meşhur oldu ki yıllar sonra Piaget bu modeli “Andy Warhol” ismiyle yeniden piyasaya sundu. Piaget Society kavramı, markanın etrafında sanatçıları, aktörleri, müzisyenleri ve aristokratları bir araya getirerek adeta bir çekim merkezi yaratmış. Böylece Piaget, dönemin ihtişamlı yaşam tarzının bir parçası haline gelmiştir.
9. “Polo” ile Sporun Şıklığı:
1979 yılı, Piaget’nin ilk spor modelinin doğuşuna tanık oldu. Dönemin Başkanı Yves Piaget, markanın özellikle Amerikan pazarında başarı kazanması için polo sporundan ilham alan şık ama sportif bir saat tasarladı. Tamamen 18 ayar altından üretilen Piaget Polo modeli, kasa ile bileziğin kusursuz entegre olduğu, dairesel ile köşeli form arasında kalan özgün hatlara sahip cesur bir tasarımdı.
Yüksek oktanlı jet-set yaşam tarzını yansıtan Polo saati, kadın ve erkek için ayrı versiyonlarıyla uniseks bir çekicilik taşıyordu.
Piaget, bu modelin lansmanını desteklemek için Palm Beach Polo Dünya Kupası’na sponsor olarak saat ile asaletin sporu polo arasındaki bağı vurguladı . Kısa sürede Piaget Polo, uluslararası sosyetenin statü sembollerinden biri haline gelerek “Piaget Society” mensuplarının adeta rozeti oldu. Yıllar içinde birkaç kez güncellenen bu efsanevi model, günümüzde de markanın mirasında önemli bir yer tutmaya devam ediyor.
10. Yves Piaget ve Gül Tutkusu:
Piaget markasının ilham kaynaklarından biri de güllerdir. Markanın dördüncü kuşak yöneticisi Yves Piaget, çocukluğundan beri güllere özel bir düşkünlük besliyordu. Bu tutku onu 1976’da Cenevre Uluslararası Yeni Gül Yarışması’nda jüri üyeliğine kadar götürdü. Yves Piaget yarışmanın birincilik ödülü için Piaget atölyelerinde saf altından bir gül heykelciği tasarlatarak çiçek sevgisini mesleğiyle buluşturdu.
1982’deki yarışmada birinciliği kazanan pembe renkli, yoğun kokulu ve 80 yapraklı muhteşem bir gül çeşidine ise jürinin onuruna “Yves Piaget Gülü” adı verildi . Bu gül çeşidi dünya çapında ün kazanırken, Piaget markası için de kalıcı bir sembol haline geldi.
Nitekim 2012 yılında, Yves Piaget Gülü’nün 30. yılı şerefine Piaget Rose adlı özel bir mücevher koleksiyonu piyasaya sunuldu.
Piaget, efsanevi Yves Piaget Gülü’nden ilham alan bu koleksiyonla beraber New York Botanik Bahçesi’ndeki yıllık Gül Balosu gibi etkinliklere sponsor olarak gül temasını marka kimliğinin bir parçası haline getirdi. Gül motifinin Piaget için adeta bir tılsım olduğunu belirten marka yetkilileri, her bir gül formlu mücevheri gerçek bir çiçeğin hacim ve ışıltısına ulaştırmak için büyük bir zanaatkârlık sergiliyor.
Piaget gülü, saat ve mücevherlerde solmayan bir ilham kaynağı olarak yaşamaya devam ediyor.
