RUSYA’da TİCARET YAPABİLMEK/YAPAMAMAK
22 Mart 2019MÜCEVHER SEKTÖRÜNDE YÖNETİCİ KAYBI
22 Mart 2019Yaşanmış gerçek bir olayı yazmak istedim. Aile şirketlerinin zihinsel olarak kurumsal olgunluğa erişmeden bu tür çalışmalara başlamamaları gerektiğini savunmuşumdur. Yaşanmış olan bir olaydan sonra da emin oldum.
Bir patron kendisine ait olan şirketinde kurumsallık çalışmalarını yapması, yönetim sistemlerini kurması için, yurt dışında üst düzey yöneticilik yapan beyaz yakalı bir arkadaşı özel olarak getirtir. Patronun tek hedefi kurumsallaşmak ve yönetim-organizasyon sistemlerinin kurulabilmesidir. Patronun üzerinde çok yük vardır ve bunları azaltmak ister. Yönetici arkadaş da kendisiyle anlaşmadan önce bütün olası kötü senaryoları kendisine sunar ve olası bu senaryolar karşısında kendisinin dik durup duramayacağını teyit eder. Patron kesin bir dille kendisinin iş konusunda değil kardeşlerini, aile fertlerini, karısını bile tanımayacağını üstüne basarak belirtir. Hatta bu konuda “söz” verir. “SÖZ” !!
Her konuda anlaşırlar ve yönetici arkadaş verilen “SÖZ” e güvenerek görevine başlar.
Üst düzey yönetici arkadaş şirketin geçmişinde yaşanmış olan bütün olumsuzlukları her bir ağızdan dinler, sorunları tespit eder ve bunların çözümleri için plân yapıp işe girişir.
Yıllardır kronikleşmiş ve çözümü kendisi için basit olan sorunları birer birer çözmeye başlar. Stok sayım sistemini kurar. Sadece stok sorumlusunun bildiği sayım programı aksar korkusuyla yıllardır kaprislerini çekmiş olan patron karısına, o kişinin bulunmaz hint kumaşı olmadığını açıklayıp onun alternatifi ve o programı bilen iki personeli bünyeye dahil eder. Kısa süre sonra kaprisli ve sorun çıkaran eski stok sorumlusu kendisi işi bırakır. Sayım sistemi eksiksiz olarak oturmaya başlar. Geçmiş dönemde aylardır sayılamayan 100 m2 ‘lik pırlanta/kuyumcu mağazası iki gün içerisinde sayılır ve kontrolleri yapılır. Alış veriş merkezlerinde yer alan diğer mağazaların da sayımları hızlı bir şekilde gerçekleşir. Patronun karısı şaşkınlıkla gelişmeleri izler ve kendisi yıllardır basit sorunları çözemediği için, yapmış olduğu beceriksizliklerin ortaya çıkmasından dolayı yeni gelen yöneticiye diş bilemeye başlar.
Daha sonrasında stok bölümü çalışanlarının işlerini engellemeye varacak entrikalara başvurur. Patron karısı olmasına, şirketin asıl üyesi olmasına rağmen egosunun aşırı şekilde ön plâna çıkmasından dolayı şirketin menfaatlerini göz ardı eder duruma gelir.
Yönetici arkadaş sistemini kurma çalışmalarına devam eder ve satın alımlar için başarılı bir yöneticiyi ekibe dahil eder. Satın alımlardan sorumlu yönetici geçmişe dönük yaptığı çalışmalarda bazı usulsüzlükleri tespit eder ve yönetici arkadaşa tespitleriyle iletir. Şirket içinde ciddi şekilde haksız kazanç sağlama durumu vardır. Yönetici arkadaş net olarak patrona açıklayamaz ve nabza göre şerbet vererek durumu açıklamayı düşünür.
Az dozajda yapılan açıklamalar patrona rahatsızlık verir. Neticede şirkette karısı görev alıyor ve ailenin en önemli ferdidir. Yönetici arkadaş konuların çok üzerine gitmez ve çalışma plânına devam eder.
Diğer taraftan, kurmaya başladığı sistemin başka usulsüzlükleri de ortaya çıkaracak olması ihtimalinden dolayı patronun kardeşleri ve akrabaları ciddi şekilde rahatsızlık duyarlar. Bir gün, ilkel dağ kanunları anlayışıyla yönetici arkadaşa alışveriş merkezinin önünde onlarca kişiyle birlikte saldırırlar. Tehditler ve küfürlerle bir an önce şirketi terk etmesini emrederler.
Olay patrona intikal eder. Patron esip gürler. Esip gürler de, somut hiçbir davranışta bulunmaz. Yönetici arkadaşa yaralarından dolayı bir hafta ücretli izin verir. Yönetici arkadaşa istirahatini rahat yapabilmesi için süresiz ücretli izin verir. Arar, sorar. Adamını gönderir. (Sonradan anlaşılacağı üzere patronun asıl amacı yönetici arkadaşın şikâyetçi olmayıp konunun zaman aşamasına uğrayıp kapanmasıdır.)
Patron kısa bir süre sonra danışmanı olması için yönetici arkadaşa yeni görev verir. Görev verir ama yetki vermez. Yönetici faydalı işler yapar. Günyüzü görmemiş fikirler sunar. Şirketin üst yönetimi bu sefer rahatsızlık duyar. Nitekim patronun ya akrabalarıdır ya da hemşehrileri..!!
Yönetici arkadaşın çalışmaları baltalanır.
Yönetici arkadaş kurumsallık çalışmalarının alt yapısını bünyenin yapısına göre hazırlamaya başlar. Fakat patron ve çevresi kurumsallığın ne olduğunu bilmediklerinden dolayı yönetici arkadaşın ofis çalışmalarını boş boş oturuyor olarak değerlendirirler.
Bir şey yapmıyor ama parasını alıyor. Oturuyor bir şeyler yapmıyor kanısına genelde iş hakkında bilgisi olmayan insanlar varır.
Yöneticinin yaptıkları ve çözdüğü sorunlar yıllardır orada var olan insanların çözemedikleri ya da çözmek istemedikleri sorunlardır. Kaliteli yönetici sorunları kolaylıkla çözdüğü, sistemleri kolaylıkla kurduğu için çevredekilere de yapmış olduğu işler kolaymış gibi gelir. Bir müddet sonra “yahu bu müdür ne iş yapıyor ki?” deme cesaretini bile gösterirler. -cahil cesareti-
İşin başlangıcında hiçbir etki altında kalmadığını iddia etmiş olan patron da değişmeye başlar. Gelişmeler karşısında “dik” duramaz. Yönetici arkadaşa verdiği sözleri tutamaz. Neredeyse yönetici arkadaşa düşmanmış gibi davranmaya başlar. Yönetici arkadaşa oturması için verdikleri evin elektrik parası aylardır tahsil edilmemişken, oturduğu ayların elektrik parasını patronun bilgisi nezdinde maaşından keserler. Evin suyunu keserler, arıza var derler. Verdikleri şirket arabasını türlü bahanelerle elinden alıp başkasına verirler.
Bütün bu gelişmeler sekiz ay içerisinde olur. Şirketin yöneticiye alışma süreci, yöneticinin şirkete alışma süreçleri değerlendirilmez. Yönetici arkadaş yaptıklarıyla başarılıdır. Uyum süreci dediğimiz kavramlara takılmaz. Araziye uyan komando misali çalışmalarına devam eder.
Yönetici arkadaş yaşanan anlamsız gelişmeler neticesinde ayrılma kararı alır. Patronun da niyeti aslında budur. Yönetici arkadaşın kendi rızasıyla işten ayrılmasıdır istediği. Neticede patron vermiş olduğu sözleri yerine getirememiş ve her daim çevresindekilere, kendisinin verdiği sözleri harfiyen tutan, kimsenin hakkını yemeyen biri olduğunu söyler. Lâkin, yönetici arkadaş için vermiş olduğu sözlerin hiçbirini yerine getirememiştir. Yönetici arkadaşın varlığı rahatsızlık verir duruma gelmiştir.
Yönetici arkadaş haklıdır..!! Ne yazıktır ki, iş verenin nezdinde bir yöneticinin haklı olması durumu sözünü tutamamış olan bir iş veren için rahatsızlık vericidir. Hem de çok!
Patron, ailesi ve kardeşler için “Atsan atılmaz, satsan satılmaz.” der. Fatura çıkarılacak kişi haliyle, ailenin üyesi olmayan yönetici arkadaş olacaktır.
Yönetici arkadaş patronla görüşüp, karşılıklı el sıkışarak ayrılma kararı alırlar. Yönetici arkadaşın kontratında yer alan işten ayrılma neticesinde tazminat ödenmesinin sözünü patron vermesine rağmen, sonrasında türlü türlü asılsız nedenlerden dolayı ödemekten vazgeçer.
Netice itibarıyla aile ya da şahıs şirketlerinin kurumsallık, profesyonellik ile ilgili çalışmaları başlatabilmeleri için öncelikle zihinsel olgunluğa erişmeleri mecburiyeti vardır.
Ekibe dahil edecekleri yöneticilere güvenmeleri mecburiyeti vardır. Her işi ben yapayım zihniyetinden kurtulma mecburiyeti vardır.
Bu olgunluğa erişememiş olan patronlar/iş sahipleri kendilerine referans olarak zarar verdikleri gibi (referans olarak diyorum çünkü kötü tecrübeyi yaşamış olan yönetici arkadaşlar ileriki zamanlarda bir eğitimde, bir seminerde, bir iş adamları toplantısında o patronun adı geçmesi durumunda olumlu referans vermeyeceklerdir. Yani; “referansları sadece iş verenler vermez!”) bünyelerine dahil ettikleri üst düzey yöneticilere de zarar veriyorlar.
Kurumsallık bu günden yarına gerçekleşen bir durum değildir. Geleceği plânlamaktır ve zaman alır. Sabır ister. Enine boyuna düşünülüp karar verilmesi gerekir. Artıları, eksileri, tehditleri, avantajları (swot) belirlenmesi gerekir. Vizyon, misyon, kurum kültürü, değerleri, strateji, iş plânları…