ROLEX HAKKINDA ENTERESAN BİLGİLER
16 Ekim 2024LÜKS SEKTÖRDE, YAPAY ZEKA ile MÜŞTERİ İLİŞKİLERİ NASIL GELİŞTİRİLİR?
4 Kasım 2024Eğitimlerimde gülümsemenin önemine çok vurgu yapar ve detaylı anlatırım. “Gülümsemesini bilmeyen dükkan açmasın” Çin atasözü ile başlayıp efsane Rus jimnastikçi Olga Korbut’un gülümseme stratejisi ilgili çalışmalarını anlatarak devam ederim.
Gülümsemenin bu kadar önemli olduğu herkesce hemfikir olmasına rağmen lüks markaların modelleri podyumda, afişlerde neden gülmezler?
Lüks ve moda dünyasındaki her unsur, amaçlılık ve sembolizmle doludur ve modellerin yüz ifadeleri de bir istisna değildir. Lüks markalar, duygusuz yüzleriyle sanat, güç ve sürekli bir arzuyu birleştiren bir anlatı örerek izleyiciyi sundukları ayrıcalıklı dünyaya karşı sürekli bir özlem halinde tutar.
Lüks markaların modellerinde gülümsemenin olmaması, bu markaların yansıtmayı amaçladığı ayrıcalığı, ciddiyeti ve erişilemezliği vurgulamak için titizlikle düzenlenmiş bir unsurdur. Bu, ifadenin veya ifade eksikliğinin lüks sektöründe marka kimliğini iletmek ve güçlendirmek için nasıl güçlü bir araç olarak kullanılabileceğini gösteren bir kanıttır.
Zarafet eşittir ciddiyet..
Lüks markalar, genellikle ciddi, sofistike ve ulaşılması zor bir imaj yaratmak ister. Gülen bir model bu imajı hafifletebilir ve markanın prestij algısını zayıflatabilir. Soğuk ve mesafeli bir duruş, markanın asaletini ve gücünü ifade eder. Ciddi bir ifade gizem ve belirli bir “je ne sais quoi” (*) imajı iletebilir.
Erişilemezlik..
Erişilemezlik, lüks kavramının temellerinden biridir. Üst düzey markalar, kendilerini sıradan insanlardan ayıran bir ayrıcalık havası ve belirli bir mesafe oluşturmaya çalışırlar. Modellerdeki duygusuz ifade ve gülümseme eksikliği, bir adım önde olma, erişilemez olma ve bu nedenle arzu edilir olma algısını güçlendirir.
Duygusal Yansıtma ve Gizem..
Gülen yüzler, bir hikayeye duygusal bir bağ kurmayı ve belirli hisleri yansıtmayı zorlaştırabilir. Ciddi, nötr veya gizemli yüz ifadeleri, izleyicinin fotoğraf veya görsel üzerinde daha fazla düşünmesine ve hayal gücünü kullanmasına olanak tanır. Bu da, lüks markaların, gizemli ve çekici bir atmosfer sunmalarını sağlar.
Dikkati Ürüne Odaklamak..
Gülen bir yüz, izleyicinin ilgisini doğrudan modele yönlendirebilir ve bu durum, ürün veya tasarımın ön plana çıkmasını zorlaştırabilir. Lüks markalar, genellikle ürünün kendisini bir sanat eseri gibi sunmayı tercih ederler ve modelin ifadesiz veya ciddi duruşu, ürünün hikayesinin ön planda kalmasına katkı sağlar.
Sanat Olarak Moda..
Yüksek modada, giyim, aksesuarlar ve modellerin kendileri sanat formları olarak kabul edilir. Tıpkı bir heykel veya resim gibi, nötr ifade, odak noktasının giyenin duyguları veya kişiliği yerine yaratımlar üzerinde olmasını sağlar. Tasarımların kendi adına konuşmasını, çizgilere, şekillere ve kumaşlara odaklanmasını sağlar.
(*) “Je ne sais quoi” Fransızca bir ifadedir ve kelime anlamıyla “ne olduğunu bilmiyorum” şeklinde çevrilebilir. Ancak, bir terim olarak kullanıldığında, belirli bir kişinin, durumun veya nesnenin tanımlanamayan, açıklanması zor ama çekici ve etkileyici bir özelliği olduğu anlamına gelir.
Bir kişiye, stile veya bir duruma atıfta bulunarak, onun belli bir cazibesi, karizması veya çekiciliği olduğunu ima eder ama bu çekicilik somut bir şekilde tanımlanamaz.
Örneğin, lüks markalar veya moda dünyasında bu ifade, bir ürünün ya da kişinin tam olarak açıklanamayan ama çok etkileyici olan bir tarzı, havası veya karizması olduğu durumlar için kullanılır. Bir modelin, kıyafetin ya da lüks bir ürünün je ne sais quoi imajı olması, ona tarif edilemez, zarif ve özgün bir çekicilik kattığı anlamına gelir.