BİLİNÇLİ LÜKS
22 Mart 2024LÜKS SEKTÖRDE ÇALIŞANLAR İÇİN TEMEL NİTELİKLER
24 Nisan 2024Teknolojik yeniliklerin dünyayı daha fazla yönlendirdiği bir zamanda lüks sektörü de bu yönlendirmeden geri kalmıyor. Gelişen teknolojileri lüks sektöre dahil etmenin avantajları ise her geçen gün rekabette farklı bir belirleyici unsur oluyor. Ancak teknolojiyi lükse adapte etmek lüksün karakterine uygun olarak titizlik ve geleneğe saygı göstermeyi de gerektiriyor. Bu gerekliliklerin dikkate alınmaması ile birlikte her yeni teknolojinin lükse dahil edilmesi çabalarının geçmişte bir çok lüks marka için hayal kırıklığı ile sonuçlandığı görülmüştür.
Teknolojinin lüks ile işbirliği ise bugün lüks sektöre bambaşka fırsatlar sunuyor. 1791 yılında ilk dikiş makinesinin icat edilmesi ile başlayan işbirliği bugün moda evlerinde müşterilerin ışık modlarını ayarlamasına ve kıyafetlerinin farklı hava koşullarında nasıl görüneceğine dair önizleme görmesine olanak tanıyan akıllı aynalar ile devam ediyor.
Teknolojik gelişmelerin, onları benimseyen ve onlara rekabet avantajı sağlayan şirketler için büyük bir fırsat olacağı açıktır. Teknolojinin sunduğu yenliklerin lüks sektörlere olan etkisine bakacak olursak öne çıkan uygulamalar şöyle sıralayabiliriz:
Blockchain Teknolojisi:
Blockchain ilk olarak, özellikle sahtecilikle mücadelede ve ikinci el ürün pazarının kontrol edilmesinde etkili olan, izlenebilirlik konusunda tanınan nitelikleri ile lüks sektöre önemli bir avantaj sunarken aynı zamanda tedarik zincirlerini yönetmek ve lüks malların menşeini ve geçmişini belgelemek için de önemli bir referans kaynağı olmaktadır.
Sahteciliğe karşı Blockchain:
Blockchain teknolojisi, lüks ürünlerin orjinalliğini ve izlenebilirliğini sağlayarak ek bir güven ve ayrıcalık sağlamaktadır. Lüks markalar bu sorunla mücadeleye büyük kaynak ayırıyorlar ancak geliştirdikleri yöntemler, hologramlar, özel etiketler ve benzersiz ambalajlar kullanmak gibi uygulamalarla ürünlerini diğer sahte ürünlerden ayırmaya dayanıyor. Ne yazık ki bunlar yalnızca geçici çözümler olarak kalıyor. Sahteciler taklit ürünleriyle birlikte sahte hologramlar ve etiketler de üretebiliyorlar. Kalıcı çözüm ise blockchain teknolojisi ile sağlanıyor. Blockchain teknolojisini kullanarak, herhangi bir ürünün tüm yaşam döngüsü, merkezi olmayan, bozulmaya karşı korumalı dijital defter ile izlenebilir ve takip edilebilir; bu arada sahibinin gizliliği ve güvenliği de korunur. Temel olarak her lüks ürünün kimliği blockchain ile doğrulanabilir.
Şeffaflık için Blockchain:
Günümüzde müşteriler lüks ürünlerin nereden geldiği konusunda çok daha bilinçli hale geliyorlar. Çoğu müşteri, arkasında etik ve özgün bir anlatı bulunan bir ürün için daha fazla ödemeye hazırdır. Lüks ürünler genellikle farklı kaynaklardan bir araya getirilen çeşitli unsurların sonucunda oluşmaktadır. Müşterilerin önemli bir kısmı için ürünlerinin nereden geldiğine ilişkin bilgiye erişim tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Blockchain üzerinde inşa edilen ve işlem gören lüks bir ürün, tüm bu bilgileri doğrudan tüketiciye sunabilmekte ve satın alma deneyiminde önemli bir unsur olmaktadır. Bu yeni şeffaflık düzeyi aynı zamanda lüks endüstrisindeki etik ve çevresel açıdan sürdürülebilir uygulamaları dolaylı olarak güçlendirmektedir. Örneğin; mücevher sektörü, değerli bir taşın geçmişini takip etmek için blockchain kullanmaya başladı ve çatışma bölgesinden çıkarılan elmas ile etik olarak çıkarılan bir elmasın bilgisini müşterilerine sunabiliyor.
Büyük Veri-Big Data:
Mevcut müşteri verilerinin çeşitliliği ve kalitesi her geçen gün gelişiyor. The Economist’e göre yeni ekonomi artık çoğunlukla yapılandırılmamış verilerin hızlı, gerçek zamanlı akışlarını analiz etmekle ilgili. Lüks forumlarda, sosyal medyada tüketici yorumları, Instagram’daki varlıklı etkileyicilerin fotoğraf paylaşımları gibi bir çok veri noktası önemli fırsatlar sunmaktadır.
Büyük veri içgörüleri yeni fırsatlara kapı açıyor. Lüks markalar, yüksek net değere sahip müşterileri satın alma davranışlarına göre bölümlere ayırarak, müşterileriyle bağlantı kurmak ve onlarla etkileşim kurmak için yeni fırsatlar elde edebilir.
Lüks markaların satışlarının % 85’i, veritabanlarında kayıtlı müşterilerden geliyor. Büyük veri analitiği, lüks markaların varlıklı tüketicilerini tanımlamasına ve onlarla bağlantı kurmasına, yaşam tarzlarını ve satın alma davranışlarını anlamalarına ve uzun vadeli etkileşim kurmalarına olanak tanır. Lüks müşteriler, tüm satın alma yolculukları boyunca birinci sınıf bir deneyim beklerler. Müşterilere veriye dayalı kişiselleştirme sağlamak için büyük verilerden yararlanmanın lüks markalar için yeni büyüme fırsatları sunduğu şimdiden kanıtlanmıştır. Büyük veri, lüks’te kişiselleştirmenin anahtarıdır.
Sanal ve Artırılmış Gerçeklik (VR/AR):
Artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR), lüks markaların dikkatini çeken ve müşterileriyle etkileşim kurmanın yenilikçi yollarını sunan önemli teknolojilerden ikisidir.
Artırılmış gerçeklik (AR), müşterilerin ürünleri yeni ve yenilikçi bir şekilde görselleştirmesine ve deneyimlemesine olanak tanır. AR ile müşteriler, satın almadan önce bir ürünün evlerinde veya vücutlarında nasıl görüneceğini görebiliyor ve bu durum lüks sektöründe ezber bozan bir etkileşim düzeyi sağlıyor. Sanal gerçeklik (VR) ise tamamen sürükleyici bir deneyim sunuyor. VR ile müşteriler bir markanın sanal dünyasına girerek ürünleri ve ortamları fiziksel olarak oradaymış gibi deneyimleyebilirler. Bu uygulamalar, müşteriler üzerinde kalıcı bir izlenim bırakan oldukça ilgi çekici ve akılda kalıcı bir deneyim sağlamaktadır.
Vogue Business ve Snap Inc. tarafından yapılan bir araştırmada, Birleşik Krallık’taki lüks moda tüketicilerinin % 72’sinin markaların alışveriş deneyimlerinin bir parçası olarak AR çözümleri sunmasının önemli olduğunu ve birçoğunun bir sonraki alışverişte AR’yi giderek daha fazla kullanmayı beklediğini ortaya koyuyor.
Yapay Zeka:
Markalar yapay zeka ve makine öğreniminden yararlanarak daha iyi stratejik kararlar alabilir, müşteri deneyimlerini kişiselleştirebilir, fiyatlarını ve promosyonlarını optimize edebilir ve satış kanallarını geliştirebilir.
Lüks sektörde yapay zeka, trend tahmini ve ürün çeşidi optimizasyonu için kullanılabilir. Yapay zeka, gelecekteki pazar eğilimlerini tahmin ederek tasarımcıların ve pazarlama yöneticilerinin gerçeklere dayalı bir yaklaşım benimsemelerine yardımcı olarak yalnızca içgüdülere olan bağımlılıklarını azaltır. Yapay zeka, kullanıcının çevrimiçi müşteri deneyimini kişiselleştirmek için çevrimiçi alışveriş verilerini analiz edebilir ve ayrıca fiziksel perakendede müşterinin alışveriş davranışını ve müşterinin mağaza içi ürün çeşitliliğine verdiği tepkiyi izlemek için de kullanılabilir.
Yapay zeka, hedefli pazarlama kampanyaları ve müşteri sadakat programları için de kullanılabilir. Önde gelen lüks markalar, müşteri ilişkilerini derinleştirmek ve kişiselleştirmek ve daha geniş büyüme girişimlerini desteklemek için müşteri odaklı yapay zekanın gücünden giderek daha fazla yararlanıyor.
Yapay zeka teknolojisi lüks markalara fiyatlandırma açısından fayda sağlayabilir. Talebi karşılamak ve diğer şirketlerle rekabet edebilmek için belirli ürünlerin fiyatını otomatik olarak değiştirebilir. Ek olarak yapay zeka teknolojisi promosyonlar ve indirimler sağlamaya yardımcı olabilir. Önceki promosyon sonuçlarını izler ve şirketlerin doğru promosyon stratejisini oluşturmasına yardımcı olmak için bunları mevcut alışveriş modelleriyle karşılaştırır.
Kesin olan şey, lüks sektörünün kişiselleştirilmiş içeriğe ihtiyaç duyduğudur. Bu nedenle yapay zeka, lüks sektöre hızla damgasını vuruyor. Bu teknoloji, benzeri görülmemiş kişiselleştirme ve verimlilik sunarak lüks markaların müşterileriyle olan etkileşimini dönüştürebilir. Tüketici beklentileri artmaya devam ettikçe, kişiye özel, alakalı içerik sunma yeteneği artık bir lüks değil, bir zorunluluktur.
Biyoteknoloji:
Teknolojideki ilerleme, lüks moda sektöründe kullanılan normal malzemeleri de değiştiriyor.
Üreticilerin farklı kumaş türleri kullanmaları alanında büyüyen bir trend var. Çevresel bozulmanın büyük bir sorunu olduğu dünyada tüketiciler de çevre dostu malzemeleri sabırsızlıkla bekliyorlar.
Biyoteknoloji, canlı organizmaları ve ürettikleri ürünleri insanlara yararlı şeyler yaratmak için kullanma bilimini ifade eder. Biyoteknolojik gelişmeler, toprağın ve suyun aşırı kullanımını ve genel olarak çevresel bozulmayı büyük ölçüde iyileştirme potansiyeline sahiptir. Hayvancılığın, israfın ve toksik kimyasalların kullanımının azaltılması, küresel karbon ayak izimizde önemli azalmalara yol açabilir.
Örneğin; moda sektörünün belki de en tartışmalı kumaşı deridir. Tüketicilerin üçte biri derinin giyimde kullanım için uygun olmayan bir malzeme olduğunu düşünürken, çiftlik ve vahşi hayvanların kullanımına ilişkin etik ve sürdürülebilirlik kaygıları, tüketicileri hayvan içermeyen alternatiflere doğru itiyor. Tüketicilerin bu alternatiflere yönelik talebi göz önüne alındığında, mantar derisinin hem tasarımcılar hem de moda severler arasında özellikle büyük bir ilgi görmesi şaşırtıcı değil. Dayanıklı, güçlü, hızlı üretilebilen ve düşük karbon ayak izine sahip mantar derisi, moda endüstrisinin temel dayanağı haline geliyor.
Metaverse:
Metaverse, kişisel deneyimlerin ve etkileşimlerin insanlara simüle edilmiş bir ortamda olduklarını unutturduğu, sürükleyici bir dijital alan olarak tanımlanabilir. Bu, daha önceki dijital ve internet uygulamalarından daha gerçekçi bir kullanıcı deneyimi sağlar. Sosyal medya, sanal ve artırılmış gerçeklikler, oyunlaştırma ve NFT’ler gibi dijital ürünlerin unsurlarını birleştiren bir alandır.
Hayatlarımız giderek daha fazla teknoloji ve dijital deneyimlerle dolu bir hale geliyor. Online alışveriş yapıyoruz ve uygulamaları her zaman neredeyse her şey için kullanıyoruz. Yapılan bir araştırmaya göre Avrupa, ABD ve Çin’deki yetişkinler günde kabaca 5 ila 7 saatini mobil cihazlarda geçirirken; Z kuşağı, ortalama olarak yaklaşık 9 saatini ekranların karşısında geçiriyor. Bu nedenle, lüks endüstrisini de metaverse içinde düşünmek bir zorunluluk olmaktadır.
Lüks markalar sanal ürünlerle, ürünlerinin fiziksel versiyonlarını henüz karşılayamayacak, teknoloji meraklısı Z Kuşağı’nı hedefleyen ürünler sunuyorlar. Tüketiciler sahiplenme, özgünlük ve favori markalarıyla bağlantı kurma özlemi çektikçe, metaverse markalara bu bağı kurma deneyimini sağlıyor.
Asla dokunamayacağınız veya tutamayacağınız lüksler için harcama yapmak akıllıca görünmeyebilir. Ancak oyuncular, tıpkı insanların gerçek dünyada yaptığı gibi, online kimliklerini gururla oluşturmak için uzun süredir sanal ürünleri kullanıyorlar. “Skins” olarak adlandırılan bu kıyafet veya aksesuarlar, oyuncular tarafından online bir oyunda görünümlerini özenle özelleştirmek için satın alınmakta.
Lüks endüstrisindeki yöneticiler, özellikle Facebook’un “Meta” olarak yeniden markalaşmasından sonra, bu trendi ciddiye almaya başladılar. Kullanıcıların gerçek bir fiziksel alandaymış gibi etkileşimde bulunabilecekleri simüle edilmiş bir dijital dünya oluşturmaya yeniden odaklanıldı.