
LÜKS SATIŞTA PSİKOGRAFİK ÖNEMİ
17 Eylül 2022
LÜKS SATIŞ TEKNİKLERİ EĞİTİMİ
13 Ekim 2022
Lüks olmak ya da olmamak..
Lüks modadır ve moda lüks içindir. Genç olmak için genç olmak gerekir. Lüks olmak için de, Lüks olmak gerekir. Üstelik ebedi gençlik, en ulvi kaplıcalara ve ünlü estetik cerrahlara gidip, prestijli kozmetik markalarının en son bilimsel araştırmalarının meyvelerini en nadide malzemelerle satın alanların lüksüdür.
Bugün lüks her yerde. Yöneticiler ve pazarlamacılar, lüksü nitelemek için düzenli olarak yeni terimler icat ederler. Gerçek lüks, premium, ultra premium, populuxe, gündelik lüks, erişilebilir lüks, hiperlüks, meta-lüks..
Bu anlamsal yaratıcılık, lüks kavramına açıklık getirmek yerine, sadece kafa karışıklığına katkıda bulunur. Eğer her şey lüks ise, o zaman “Lüks” teriminin artık bir anlamı yoktur.
O halde lüks bir ürünü, lüks bir markayı veya lüks bir şirketi ne oluşturur?
Post-modern toplumlarda herkesin, eşitlikçi ilkelerin çağdaş bir versiyonu olan lükse erişim hakkına sahip olduğu söylenmiştir. Aslında, bu bir illüzyon.! Tarih ve sosyoloji, herkesin karşılayamayacağı lüks olduğunu söyler.
Marc Jacobs kendi butiklerinde néon çizmelerini 28 ABD dolarından satıyor. Bu tür ürünler lüks olarak adlandırılsa veya tüketiciler deneyimlerini kendilerini şımartmak için bir hediye anlamına gelen ‘kendime küçük bir lükse izin verdim’ olarak tanımlasalar bile, bunlar aslında lüks değil şık olan erişilebilir tasarım ürünleridir.
Lüks her yerdeyse kavram boştur.!
Mevcut kafa karışıklığı derin bir gerçeği maskeliyor..
Lüks var. Sadece bazı arabalar veya moda aksesuarlarıyla sınırlı bir ticaret değil. Bir müşteriyi anlamanın ve bir işi yönetmenin farklı ve küresel bir yolu. Lüks kavramı insanlık kadar eskidir. Ayırt edici bir anlayış, etkin yönetimi için katı kuralları tanımlamayı mümkün kılar. Kitlesel tüketim ürünlerinin pazarlanmasının Amerika Birleşik Devletleri’nde icat edilmesi ve Procter & Gamble gibi büyük ABD grupları tarafından geliştirilmesi ve ardından gezegeni fethetmesi gibi, lüks stratejiler de Avrupa’da icat edildi ve dünya çapında esas olarak Fransız ve İtalyan şirketleri tarafından geliştirildi.
Lüks aşırılık, aşırılık da lüks değildir.
Sonuç olarak, bu yüzden zevk almayı lüks zevklere mahkum etmemek gerekir. Birincisi kültürlü ve anlayışlı birini, ikincisi ise meraklı ve aşırı günümüz toplumumuzda lüksün konumlandırılması, zamana, paraya ve bireye karşı tutumları karakterize eden şeyleri, lüksün bu bağlamda nerede yer aldığını ve onu paha biçilmez bir arayış haline getiren ne gibi tuhaf bakış açıları sunar.
Lüks ve zaman modern toplumumuzun zamanla olan ilişkisi, bu ilişkiyi öne çıkaran anahtar ifadenin zaman paradır. Çok kısaca; kaybettiren para, kazanılan zaman ise kazanılan paradır.
Gelişmiş beslenme ve tıptaki gelişmeler ile hepimiz çok uzun yaşıyoruz.
Toplumumuz, sinema ve televizyon gibi modern eğlence kaynakları tarafından daha da hızlandırılan, anlık süslenmenin, gelip geçici olanın güneyi haline gelen, edilgen izleyiciye kendi temposunu empoze eden, kitapların yerini alan, zamanın bu zorbalığı altında yaşıyor.
Bu, bize harcanabilir yıldızları okumak için zaman ayırma özgürlüğü veren ve filozofların yerini aldı. Lüksün tadını çıkarmak için zaman ayırmanız gerekir ve tam tersine lüks, boş zamanın tadını çıkarmak için bir fırsattır.
Marka ve pazarlama ekiplerinin yaptığı hemen hemen her şeyin, markaya müşteri sadakati oluşturmaya adanmış olduğunu söylemeye gerek yok. Ancak çalışanlarda aynı düzeyde marka tutkusu yaratmak için ne yapıyorlar?
Çalışanlarda marka tutkusunun organik olarak inşa edilmesi gerekiyor. Bu, çalışanların marka ile kendi deneyimlerini paylaşmalarına yardımcı olarak ortaya çıkar. Ekip üyelerini, markanın hayatlarını nasıl değiştirdiğine dair müşteri hikayelerini paylaşmaya teşvik edin. Bir müşteriye yardım etmek için nasıl standartın dışına çıkılırı teşvik edin.
Ritz-Carlton’ın kurucu ortağı Horst Schulze, her çalışana, misafirleri mutlu etmek için 2.000$’a kadar harcama yapma yetkisi veren bir politikayı nasıl uyguladığını açıklıyor.
Tahmin edebileceğiniz gibi, bunun sonucunda oluşturulan müşteri hizmetleri hikayeleri birer efsane haline geldi.
Ancak bir sonraki adım da kritiktir. Hikayeleri bir eğitim biçimi olarak paylaşmak önem arz eder. İşte burada Schulze’nin 10 dakikalık toplantısı devreye giriyor. Schulze, her vardiyadan önce gerçekleştirilen kısa bir toplantıyı hayata geçiriyor. Hizmet standartlarından birine odaklanan her toplantıda çalışanların beklentileri karşılaması beklenir. Örneğin, çalışanlara misafirler için benzersiz ve unutulmaz deneyimler yaratma yetkisi verilmesi bu hizmet standartlarından biridir. Schulze’ye göre; “Lider, standardı okur. Bunun ne anlama geldiği hakkında yorumlar yapar.”